Havalar ısınıyor. Hayat kaynağımız güneş, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla kendini daha çok gösteriyor. Sert geçen kışın ardından güzel havaları kim kaçırmak ister? Haliyle, küçük büyük hepimiz kendimizi dışarıya atıyoruz. Açık havada güneş altında geçirdiğimiz süre arttığında cildimizi koruyamazsak hassasiyetler de artıyor. Mineral filtreli güneş kremleri içeriğinin doğal olması, cilt yüzeyini kalın bir bariyer ile kaplaması sebebiyle son zamanlarda daha çok tercih etmeye başlandı. Ancak bu noktada kafalar hala karışık. Cilt tipi ihtiyaçlarına göre bazen kimyasal içerikli olanlar daha doğru ürünler olabiliyor. Bu yazımızda mineral filtreli güneş kremleri hakkında detayllı bilgi paylaşıp kimyasal filitreli güneş kemleri ile de bir karşılaştırma bulabileceksiniz. 

 

Neden güneş kremi kullanmalıyız?

Güneş, hem kemik sağlığımız hem de bağışıklık sistemimiz için gerekli olan D vitaminimizin doğal kaynağı. D vitamini aslında güneş ışınlarının cilt ile teması sonrasında kolesterolden üretilen bir hormon. Yani, güneşte ne kadar kaliteli zaman geçirirsek, cildimizde yer alan kolesterol güneş ışınlarıyla birleşerek D vitamini üretmeye başlıyor.

Tam bu noktada, cildimizi korumanın önemi devreye giriyor. Son yıllarda ozon tabakasında oluşan incelmeyle birlikte dünyamızın ultraviyole (UV) ışınlarını emen koruma kalkanın zayıfladığını biliyoruz. Güneşe ihtiyacımız var çünkü kemik ve kas sağlığımızın yanı sıra bağışıklığımız için D vitamini gerekli ancak yaz aylarında güneş ışınlarının dik olduğu saatler cilt sağlığımız için keskin ve hırpalayıcı. Cildimizi yeteri kadar nemlendiremez ve UV ışınlarına karşı koruyamazsak kuruluktan lekelenmeye kadar pek çok cilt rahatsızlığıyla baş etmek zorunda kalabiliriz.

Mineral Güneş Kremi mi Kimyasal Güneş Kremi mi Kullanılmalı?

Hangisini seçmeliyiz noktasında güneş kremleri, kimyasal ve mineral olmak üzere temelde ikiye ayrılıyor. Mineral filtreli güneş kremlerinin en önemli ve ayrıştırıcı özelliği, bileşenleri sayesinde güneşin zararlı olarak tanımlanan ultraviyole A ve B ışınlarını cilt yüzeyimizden yansıtılmasıdır. UVA ışınları, kırışıklıklar ve güneş lekeleri gibi erken yaşlanmaya ve çok ileri durumlarda cilt kanserine neden olan ışınlardır. UVB ışınları ise cildin üst katmanlarına zarar veren ve güneş yanığı oluşturabilen ışınlardır.

Mineral güneş koruyucularının içindeki çinko oksit ve titanyum dioksit güneş ışınlarını cilt tarafından emilmeden geri yansıtmaktadır. Çinko oksit sadece cildin tahriş olmasını önlemekle kalmıyor, iyileştirici bariyer özelliğiyle önemli bir mineral. Titanyum dioksit ise UV yansıtıcı özelliğiyle de öne çıkıyor. Titanyum dioksit ise UV yansıtıcı özelliğiyle cildin korunmasına yardımcı oluyor.

Kimyasal güneş kremleri ise içlerindeki oktisalat, avobenzone, oxybenzone gibi kimyasallarla güneşin ultraviyole ışınlarını sünger gibi emip ısıya dönüştürdükten sonra ciltten atıyor. Hızlı emilme ve çabuk kuruma özellikleriyle günlük kullanım için kolaylık sağlıyor olabilir. Hatta, badana hissi veren kremlerle karşılaştırıldığında daha hafif olabilirler. Ancak her kimyasal güneş kremi özellikle hassas ve akneli ciltler için uygun olmayabiliyor.

 

Mineral güneş kremlerinin faydaları

  • Kolay Kullanım: Güneş koruyucuların içindeki doğal minerallerin tahriş edici olmamalarının yanı sıra emilim yerine yansıtıcı özellikleri sebebiyle ciltte reaksiyona neden olma olasılıkları daha düşük. Hafif bir dokuda ve cilt gözeneklerini tıkamayan bir formüle sahip olduklarından diğer güneş koruyucularla karşılaştırıldığında yağlı, ağır ya da yapışkan bir his vermeden kolaylıkla uygulanabiliyor.
  • Güneşe Hiç Beklemeden Çıkabilirsiniz: Güneş kremlerini açık havaya çıkmadan yirmi ile otuz dakika önce sürme kuralı mineral güneş kremleri için pek geçerli değil. Mineral koruyucuları, önceden uygulamak ve cilt tarafından emilmelerini beklemek gerekmiyor. Suyla temasta ya da aşırı terlemede bile daha uzun süre dayanıyorlar. Kimyasal güneş kremleriyle karşılaştırıldığında yeniden uygulama sıklıkları daha az.
  • Tazelemesi Kolaydır: Güneş kremlerini iki ile dört saatte bir tazelemek önerildiğinden; makyaj yapmanız gereken ortamlar için de kolayı var. Özellikle pudra formunda bir mineral güneş koruyucu seçerseniz, fondöten üzerine uygulayarak istediğiniz sıklıkta tazeleyebilirsiniz. 
  • Hamileler ve bebekler için de ideali mineral güneş kremleri: Zürih Üniversitesi'nden Dr. Margret Schlumpf liderliğindeki ekip tarafından yapılan bir araştırmaya göre teste katılan kadınların yüzde 76,5'inin anne sütünde eser miktarda en az bir güneş koruyucu kimyasal bulunduğu tespit edilmiş. Hamileler ve bebekler için de mineral güneş kremleri içerdiği hammaddeler, ciltle temas edemeden güneş ışınları yansıtma özelliği, hızlı ve anında koruma sağlamaları, hem suya hem de sıcağa karşı daha dayanıklı olmaları sebebiyle daha fazla tercih sebebi. 

Güneşe karşı cilt sağlığınızı önemseyin:Güneş koruyucu olmadan açık havada 15 dakika gibi kısa bir süre bile ciltte hassasiyet oluşmasına sebep olabilir. Üstelik uzmanlar, yaz aylarında, güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde gölgede olunmasını özellikle tavsiye ediyor. Güneşin yaşlandırıcı etkilerine karşı cildinizin sağlığını korumak istiyorsanız her gün mutlaka güneş kremi kullanın.

Kaynakça :Araştırma